Özet Piyasaların serbestleşmesiyle birlikte işletmelerin giderek büyümesi ve buna bağlı olarak da işletmede gerçekleşen tüm süreçlerin daha karmaşık hale gelmesi, işletmenin paydaşlarının alacağı kararlarda daha fazla bilgiye sahip olma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla zaman içerisinde tek başına finansal raporlama, alınacak kararlarda yetersiz kalmaya başlamıştır. Bu doğrultuda tüm paydaşların ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanması amacıyla finansal olmayan bilgileri de kapsayan kurumsal raporlama neredeyse zorunlu hale dönüşmüştür. Pek çok uygulamada olduğu gibi kurumsal raporlama da gelişen dünyaya ayak uydurarak değişim göstermiştir. Faaliyet raporları ile başlayan süreçte, kurumsal sosyal sorumluluk raporlan, sürdürülebilirlik raporları ve son olarak entegre raporlar, paydaşların sürekli değişen ve gelişen ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Kurumsal raporlamanın son aşaması olarak sayılan entegre raporlama, işletmeleri daha da ileriye götürebilmek amacıyla kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik kapsamında çevresel değişikliklerin ne gibi fırsat ve zorluklar getirdiğini içeren ve işletmenin sermayesini nasıl kullandığını ve yatırım olanaklarını nasıl değerlendirdiğini göstererek, stratejilerle bütünleşik değer yaratma sürecini raporların merkezine alan bir raporlama türüdür. Entegre düşünce sistemi temeline dayanan entegre raporlama, tüm paydaşlar için değer yaratarak işletmelerin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca kurumsal yönetim anlayışını ve kurumsal sürdürülebilirliği destekleyen entegre raporlama, işletmelerin tüm paydaşlarına karşı daha sorumlu davranarak şeffaf ve adil bir biçimde hesap verebilmesini sağlamaktadır. Bu bağlamdan yola çıkılarak kuramsal raporlamanın bugünü olarak görülen entegre raporlamanın önemi doğrultusunda hazırlanan araştırmanın amacı, entegre raporlama hakkında genel bilgiler doğrultusunda Türkiye’deki mevcut durumun incelenmesidir.