https://pearsonjournal.com/index.php/pub/issue/feedPEARSON JOURNAL2025-03-10T11:25:39+03:00Fatmagül Saklavcıfsaklavci@gmail.comOpen Journal Systems<p>Pearson Journal of Social Sciences and Humanities (E-ISSN: 2717-7386) is an open access, peer-reviewed, international indexed and refereed journal published by IEDSR ASSOCIATION. Its main objective is to provide an intellectual platform for the international scholars. It aims to promote interdisciplinary studies in humanities and social science and become the leading journal in humanities and social science in the world.</p>https://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/591Two-Stage Risk Analysis Application in Maritime Tanker Transportation2025-01-02T21:12:46+03:00Mücahit DEMIRCİdemircimucahit918@gmail.comOzan Hikmet ARICAN ozanhikmet.arican@kocaeli.edu.tr<p><strong>Abstract</strong></p> <p>In maritime transport, tanker ships have a strategic advantage in company fleets. It is necessary to evaluate the risks that may occur in this area. The aim of this study is to determine the risks that may occur in maritime tanker transport and to propose preventive measures in this direction. In addition, determining the importance levels of risk phenomena is another issue aimed within the scope of the study. In this context, a two-stage evaluation process was applied in the study. In the first phase of the study, Failure Mode Effects Analysis (FMEA) was applied. Risk factors determined in line with the views of experts in the field were put forward and their risk priority number was determined. Afterwards, preventive actions were identified in the study. In the second phase of the study, Fuzzy AHP method was applied. In this direction, risk factors were categorised and made comparable among themselves. Importance levels were determined within the scope of the opinions of sector representatives who are experts in their field. Thus, the objectivity level of the study was improved. According to the results of the study, the importance level of the administration and maintenance risk group was found to be the highest. Under this heading, maintenance deficiencies on board, transport of chemical hazardous materials and failure to manage them properly, failure to supply spare parts and critical equipment are listed. The technical failures group was evaluated as the other most important risk group. Under this heading, there are rudder equipment failure, machinery failure and generator failure risk situations.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/593Yeme Bozukluğunda Bilişsel Davranişçi Terapi Olgu Sunumu 2025-01-07T16:51:25+03:00Büşra BAĞRIAÇIKcemrebb@icloud.comMeryem KARAAZİZmeryem.karaaziz@neu.edu.tr<p>Bu çalışma DSM-5 tanı kriteri dikkate alınarak uygulanmıştır. Belirtileri gösteren danışan 38 yaşında ve kadındır. Uygulanan seanslar bilişsel davranışçı ekolüne göre yapılmıştır. Danışan uzun zamandır yaşadığı yeme ataklarından dolayı kilo alıp verdiğini belirtmiştir. Sinir duygusuyla gelen bilinçsiz bir şekilde yemek yediğini ve sonrasında mutsuz olduğunu belirtmiştir. Danışan daha öncede diyetisyen ve psikolog ile görüştüğünü iletmiştir. Bir süre ara verdiğini sonrasında tekrarlayan yeme ataklarıyla terapi almaya karar vermiştir. Öncelikle danışana bilişsel davranışçı terapi hakkında bilgi verilmiştir, sürecin nasıl ilerleyeceği hakkında bilgilendirilmiş ve terapinin durumu hakkında psikoeğitim verilmiştir. Öncelikle danışan ile terapötik ilişkinin ilerlemesi sağlanmıştır. Terapinin seyri ise öncesinde bilişsel açıdan işlenmiştir. Bilişsel kapsamda danışanın otomatikleşen düşünceleri ve esas kanıları belirlenmiştir. Bilişsel açıdan sonra ise davranış işlenmiştir. Davranışa uygun açıdan davranış modelleri kullanılmıştır. Matrix modeli uygulanmıştır. Bilişsel davranışçı terapi ile danışanda oluşan mutsuzluk, pişmanlık, suçluluk duyguları üzerinde anlamlı kazanımlar elde edilmiştir.<br><br></p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/594Dijital Çağda Eğitim: Canik Öğretmenlerinin Dijital Okuryazarlık Analizi2025-01-08T05:26:00+03:00Zahit KÖSEOĞLUzahitkoseoglu@gmail.com<p>Bu araştırma, Samsun'un Canik ilçesinde görev yapan öğretmenlerin dijital okuryazarlık düzeylerini belirlemek ve bu düzeyleri çeşitli değişkenler açısından incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada cinsiyet, görev yapılan okul türü, eğitim durumu, mesleki kıdem yılı, yaş, öğretmenlik kariyer durumu ve dijital okuryazarlık eğitimi alma durumu gibi değişkenler ele alınmıştır. Araştırmaya 157 kadın ve 86 erkek olmak üzere toplam 243 öğretmen katılmıştır. Nicel bir araştırma olan bu çalışma, ilişkisel tarama modeli ile yürütülmüş ve veriler elektronik form aracılığıyla üç haftalık bir sürede toplanmıştır. Analizler, IBM SPSS 25.0 yazılımı ile gerçekleştirilmiş, normallik testleri, t-testleri ve tek yönlü ANOVA kullanılmıştır.</p> <p>Sonuçlar, öğretmenlerin genel dijital okuryazarlık düzeylerinin yüksek olduğunu göstermiştir. Cinsiyet, yaş, kıdem yılı, eğitim durumu, okul türü ve görev yerleşim yeri gibi değişkenler arasında dijital okuryazarlık düzeyleri açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ancak, dijital okuryazarlık eğitimi almış öğretmenlerin, eğitim almamış meslektaşlarına göre daha yüksek dijital okuryazarlık puanlarına sahip oldukları belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, öğretmenlerin teknik becerilerde daha fazla desteğe ihtiyaç duydukları da ortaya çıkmıştır.</p> <p>Bu çalışma, öğretmenlerin dijital okuryazarlık becerilerinin artırılmasının eğitim teknolojilerinin etkin entegrasyonunda kritik bir öneme sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuçlar, öğretmen eğitimi programlarının dijital okuryazarlık becerilerini geliştirecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, elde edilen bulguların eğitim politikalarının oluşturulmasında rehberlik etmesi ve alanda yapılacak diğer araştırmalara katkı sağlaması beklenmektedir. Çalışma, dijital okuryazarlığın çağdaş eğitimdeki rolünü ve önemini bir kez daha göstermiştir.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/5971980’lerden İtibaren Neoliberalizm ile Laissez-Faire Kapitalizminin Dünyada Yayılması ve Türkiye’de Dışa Açık Piyasa Ekonomisine Geçiş2025-01-14T19:53:46+03:00Tolga KABAŞtkabas@cu.edu.tr<p>Gelişmekte olan ülkeler modernleşebilmek, kapitalizme evrilmek ve yapısal olarak değişebilmek için kalkınma paradigmaları arasında en uygun olanı seçmek zorunda kalmaktadırlar. 1950’lerden 1980’li yılların başlarına kadar gelişmekte olan ülkelerde içe dönük olan ithal ikameci sanayileşme stratejisini savunan Yapısalcı paradigma etkili olmuştur. 1980’lerin başlarından itibaren günümüze kadar uzanan dönemde ise ihracata dayalı büyümeye modeline dayalı olan Neoliberal görüşler geçerlilik kazanmıştır. 1980’lerin başlarından itibaren kalkınma literatüründe yer alan birçok araştırmacı dışa açık serbest piyasa ekonomisinin, kurumların ve demokrasinin ekonomik performans üzerindeki etkilerini araştırmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler arasında ekonomik performans bakımından başarılı olan sınırlı sayıda ülke olmasına rağmen başarısız olan birçok ülke bulunmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde dışa açıklığın, iktisadi kurumların ve ekonomik serbestleşmenin akıllıca yönetilmesi için evrensel bir formül bulunmamaktadır. Küreselleşmeyi akıllıca yönetebilen gelişmekte olan ülkelerin kalkınmada ve büyümede daha başarılı oldukları görülmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’de 1930’larda oluşturulan devletçi sanayileşme modeli (karma ekonomi) 24 Ocak 1980 Kararlarına kadar uygulanmıştır. 1980’lerin başlarından itibaren Türkiye Neoliberal politikaların yaslandığı Neoklasik iktisat teorisiyle ekonomik ve sosyal olarak modernleşmeye çalışmaktadır. Bu çalışmada, dışa açık piyasa ekonomisi, kurumlar ve demokrasi ile ekonomik performans arasındaki ilişki Türk toplumu perspektifinden aydınlatılmaya çalışılmaktadır.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/596Uluslararası Öğrencilerin Geleceğe Yönelik Tutumları İle Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi2025-01-14T20:30:13+03:00Beliz YAĞMURbelizfr1997@gmail.comSalih Saygın EKER saygineker@uludag.edu.tr<p>Bu çalışma, Bursa’da eğitim gören 128 üniversite okuyan uluslararası öğrencisinin kaygı düzeyleri ile geleceğe yönelik tutumları arasındaki ilişkiyi incelemektedir. İlişkisel tarama modeli temel alınarak yürütülen araştırmada, veriler anket yöntemiyle toplanmış ve SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) programıyla analiz edilmiştir.</p> <p>Çalışmada elde edilen bulgular, kaygı düzeyleri ile geleceğe yönelik tutumları arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu göstermektedir. Sosyo-demografik değişkenlerin kaygı üzerinde etkili olduğu saptanmış ve bu durumun, öğrencilerin akademik ve sosyal uyum süreçlerini destekleyecek yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini işaret ettiği görülmüştür.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/599Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Bağlamında 2018 ve 2024 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Müfredatlarının Karşılaştırmalı Analizi2025-01-21T00:02:02+03:00Zahit KÖSEOĞLUzahitkoseoglu@gmail.com<p>Bu çalışma, 2018 ve 2024 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) müfredatlarını (4-8. sınıflar) karşılaştırmalı bir perspektifle ele alarak Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bağlamında değerlendirmiştir. 2018 müfredatı, bilgi aktarımına dayalı geleneksel bir yapıya sahipken, 2024 müfredatı öğrenci merkezli, eleştirel düşünmeyi teşvik eden ve disiplinler arası öğrenmeyi destekleyen çağdaş pedagojik yaklaşımlar benimsemiştir. Araştırma, öğrenme alanları, öğrenme çıktıları, sosyal-duygusal beceriler, disiplinler arası ilişkiler ve okul temelli planlama gibi temel başlıklar altında müfredatların güçlü ve zayıf yönlerini analiz etmiştir.</p> <p>Sonuçlar, 2024 müfredatının, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin vizyonuyla uyumlu olarak, bireysel farklılıkları ve yerel bağlamı dikkate alan esnek bir yapı sunduğunu ortaya koymuştur. Eleştirel düşünme, problem çözme ve dijital okuryazarlık gibi becerilere daha fazla yer verilmiş; değerler eğitimi ve bütüncül öğrenme süreçleri güçlendirilmiştir. Ancak, bu müfredatın etkili uygulanabilmesi için öğretmen eğitimi, kaynak çeşitliliği ve değerlendirme süreçlerinde iyileştirmeler yapılması gerektiği belirtilmiştir.</p> <p>Çalışma, 2024 DKAB müfredatının çağın gereksinimlerini karşılayan önemli bir yenilik olduğunu vurgulamakla birlikte, öğrenci merkezli ve yerel bağlama duyarlı uygulamaların desteklenmesi gerektiğini önermektedir.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/600Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Siyasal Sistemleri: Benzerlikler ve Farklılıklar2025-01-24T09:51:27+03:00Serkan ÜNALserkanunal@karatekin.edu.tr<p>Osmanlı Devleti’nin 1878’de idaresini fiilen İngiltere’ye bıraktığı Kıbrıs, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla İngilizler tarafından ilhak edilmiş, Lozan Anlaşması ile de İngiliz egemenliğine ait bir toprak olarak kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gündeme gelen self determinasyon ilkesi bağlamında adada yaşayan Türklerin durumu ile bağlantılı olarak Kıbrıs meselesinin tarafı hâline gelmiştir. Türkiye’de büyük bir kamuoyu desteğinin ortaya çıktığı bu süreçte Kıbrıs meselesi, politik duruşu birbirinden çok farklı kesimlerin üzerinde uzlaştığı ulusal bir davaya dönüşmüştür. ABD ve garantör devletlerin çabalarıyla 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işlemez hale gelmesi sonrasında Kıbrıs Türkleri, Türkiye’nin de desteğiyle kendi devletlerini kurabilmiştir. Bağımsızlık sonrası dönemde her alanda ambargoya maruz kalan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, yarım asrı aşan devlet tecrübesi boyunca genel itibarıyla Türkiye yanlısı yönetimlere sahip olmuş, dünya ile olan bağlarını da Türkiye üzerinden kurmuştur. Bu çalışma ortak bir kaderi paylaşan ve iç siyasal yapıları itibarıyla demokratik niteliklere sahip olan Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasal sistem bağlamındaki benzerlikleri ve farklılıklarını ele almaktadır. Bu çerçevede çalışma hükümet, seçim ve parti sistemleri gibi siyasî sistemi oluşturan unsurları siyaset bilimi literatürü bağlamında tarafların anayasaları ve ikincil kaynaklar üzerinden karşılaştırmalı olarak irdelemektedir.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/604Approaching Artificial Intelligence in Designing Visual Aids for Teaching Mathematics at High Schools2025-02-01T12:54:07+03:00Thi Thai Nhat DUYthithainhatduy@gmail.comDu Xuan PHUxuanphuspt@gmail.comNguyen Hoang DUYnguyenphanyenuyen@gmail.com<p>Today, artificial intelligence has been widely applied in many areas of society, especially in Education. AI tools, increasingly designed to be smarter, have been helpful for many teachers in their instructional tasks. This report presents some research findings on the application of AI tools in designing visual aids for teaching Mathematics at the high school level. Some ideas from the report may suggest trends in applying AI tools to the teaching process in education.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/605Epik Filmler’de Müzik Kullanımı2025-02-24T15:31:34+03:00Ufuk GÜRALhorizonvas@yahoo.com<p>Sinema sanatında konularını antik çağdan alan filmlere, <em>Epik Filmler</em> adını veriyoruz. Arkeolojik buluşların Beyazperde’deki bir yansıması olan, sinemada önemli bir tür oluşturan ve ikonografi ile içerik bazında diğer türlerden farklı olan bu tür eserlerin başlangıcı, sinemanın ilk dönemine denk gelmiş, önce İtalya’da, sonra da Hollywood’da hazırlanmışlardır. 1950ler’de gerek yapıtların kalitesi ve gerekse izleyici rağbeti açısından altın çağını yaşayan Epikler’in <em>“10 Emir”, “Ben Hur”, “Spartakus” </em>ve<em> “Kleopatra” </em>gibi örnekleri türn zirvedeki yapıtları sayılırlar. Tür’ün sevilmesinde ve benimsenmesinde en önemli unsur, kuşkusuz müzikleridir. Çalışmamızda, önce müziğin ilk çağdaki işlevine değiniyoruz. Amacımız, Sinema’da anlam yaratmak için müziğin ne kadar önemli olduğuna dikkati çekmektir. ‘Notaların Beyazperde Yolculuğu” isimli ikinci bölümde, Epiklere müziğin girişi ve 1950li yıllara kadarki yolculuğunu işliyoruz. 1950 ve 60lı yıllar, türün altın çağıdır ve en fazla İtalya’da yapılmışlardır. Dolayısıyla, bu filmlerin müziklerinin de doruk noktasında olduğu dönem, İtalyan bestecilerinin eseridir. Çalışmamızın son iki bölümü, Epiklerde klasik müziğe ağırlık verilmesinin nedenleri ve film müziğinde en büyük alternatif olan New Age’in bu tür filmlerde kullanımı ile ilgilidir.</p> <p> </p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNALhttps://pearsonjournal.com/index.php/pub/article/view/606Sağlık Turizminde İş Birliğine Yönelik Yapılmış Makalelerin Bibliyometrik Analizi2025-03-07T12:18:18+03:00Özlem ÇAVUŞozlemakbulut59@gmail.comZişan ÖZCAN KORKMAZzisankorkmaz@sdu.edu.tr<p>Bu çalışmada, sağlık turizminde iş birliği ile ilgili 2007-2025 yılları arasında yapılan makalelerin bibliyometrik analiz ile incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmacılar tarafından, araştırmanın konusuna uygun kod; “(("health tourism" or "medical tourism") and ("partnership" or "cooperation" or "business"))” şeklinde oluşturulmuştur. Elde edilen kod ile Web Of Science platformunda tarama yapılmış, 239 adet makaleye ulaşılarak, bibliyometrik analiz gerçekleştirilmiştir.</p> <p>2007 ile 2025 yılları arasında yapılan sağlık turizminde iş birliğine yönelik makaleler incelenmiştir. İlgili makalelerin 189 kaynakta yayınlandığı, konunun literatür hacminde ortalama yıllık büyüme oranının %1.61 olduğu, ortalama yaşının 7.63 olduğu, ortalama atıf sayısının 11.04 olduğu, toplam 8421 referansa atıf yapıldığı görülmektedir. Yayınlarda 375 anahtar kelime kullanıldığı, 794 yazar anahtar kelimesi olduğu, toplamda 593 yazarın alana katkı sunduğu, uluslararası iş birliği yapılan yayın oranının %22.59 olduğu saptanmıştır. Konu ile ilgili en çok maklenin 2021 yılında gerçekleştiği, en çok yayın yapan derginin “Sustainability” dergisi olduğu belirlendi.</p> <p>Veriler, sağlık turizmi alanındaki iş birliğinin giderek arttığını ve global ölçekte önem kazandığını göstermektedir. Gelecek çalışmaların, uluslararası iş birliği modelleri, sağlık hizmetleri kalitesi ve yönetim stratejilerine odaklanarak, sektördeki boşlukları doldurması ve pratik uygulamalara dönüştürülmesi açısından önem arz etmektedir. Zira farklı coğrafyalarda yapılacak karşılaştırmalı çalışmalar, sağlık turizminin küresel ölçekteki dinamiklerini daha iyi anlamamıza katkı sağlayacaktır.</p>2025-03-10T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 PEARSON JOURNAL