HUKUKUN ADALETSİZLİĞİ: “DENETİMLİ SERBESTLİK”
Özet Görüntüleme: 127 / PDF İndirme: 51
DOI:
https://doi.org/10.46872/pj.409Anahtar Kelimeler:
Adalet, af, adalet duygusu, hukukÖzet
Adalet duygusu siyasal yaşamın temelidir. Adalet, hak edene hak ettiğinin verilmesidir. Adaletsizlik, hak ettiğini alamayana ya da hakkı verilmeyen mağdur olana işaret eder. Bu durum, mağdur olanı adalet uygulamalarıyla (hukuk) hakkını arama çabasına sevk eder. Mağdur olan, adaletin tecellisini, mağduriyetinin giderilmesini beklerken ikinci kez hem de hukuk tarafından mağdur edilebilmektedir. Bahsi geçen uygulamalar “ adli kontrol şartı” ve “denetimli serbestlik” olarak gösterilebilir. Buna benzer hukuki uygulamalar siyasal yaşamın paydası olan adalet duygusunu zayıflattığı gibi mağduriyete neden olanı da (suçluyu da) cesaretlendirmekte, mağdur olanın da ikinci kez adaletsizliğe uğramasına neden olmaktadır. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Adli Kontrol Şartı getirmektedir. Bu kanuna göre şüpheli ya da sanık tutuklanma şartlarını taşıyacak fiilde bulunmasına rağmen denetim altına alınarak, kanunda sayılı bir ya da birkaç yükümlülüğe tabi tutulmaktadır. Yine, 5275 Sayılı Ceza İnfaz Kanunun 105/A maddesi gereği yapılan uygulamalar ise, ceza verilen kişinin sosyal hayat içerisinde infazına olanak sağlayan bir ceza hukuku uygulamasıdır. Bu her iki kanunda bir şekilde ceza hukukuna göre suçluyu ya ceza almaktan kurtarmakta ya da aldığı cezayı azaltmaktadır. Başka bir ifadeyle örtülü olarak affetmektedir. Bu iki yasa ile işlediği suçun cezası verilmeyen kişilerin varlığı, en başta toplum vicdanında ve bu kişilerin mağdur ettikleri kişilerin adalete olan güveni sarsmaktadır. Çünkü tanım gereği adalet, hak edene hak ettiğinin verilmesi iken cezayı hak edenin hukuk ile affedilmesine dönüşmektedir. Hukuk, özü gereği adaleti sağlaması gerekirken hukuki adaletsizliğin önü açılmaktadır.