KRONİK MİYELOİD LÖSEMİLİ HASTALARIN YÖNETİMİ – GERÇEK BİR ONKOLOJİ VE HALK SAĞLIĞI SORUNU
Özet Görüntüleme: 120 / PDF İndirme: 38
DOI:
https://doi.org/10.46872/pj.464Anahtar Kelimeler:
kronik miyeloid lösemi, tanı, yönetim, tirozin kinaz inhibitörleri, hayatta kalmaÖzet
Amaçlar: Çalışmanın amaçları, kronik miyeloid lösemide (KML) epidemiyolojik yönleri ve yönetim seçeneklerini belirlemek ve değerlendirmekti. Yöntemler: 2005-2021 yılları arasında Moldova Onkoloji Enstitüsü'nde tedavi ve takip edilen 134 KML hastasının analitik, kohort ve prospektif-retrospektif çalışmasını yaptık. BCR-ABL p210 ve p190 transkriptlerinin ekspresyonunu belirlemek için kantitatif ters transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) gerçekleştirilmiştir. Tirozin kinaz inhibitörleri (TKI'ler), yeni teşhis edilen KML hastalarında ve TKİ dışı kemoterapi ve interferon-?'ya direnç durumlarında ön basamak tedavi olarak kullanıldı. Bulgular: Kronik fazda 122 (%91,04 ± %2,32) hastada, akselere ve akut fazda 12 (%8,96 ± 2,03) hastada KML tanısı konuldu. BCR-ABL p210 transkript aralığı %21.84-100 IS idi. Birinci basamak TKI tedavisi altında, vakaların %24.3'ünde tam moleküler yanıt elde edildi. Yaşlı hastalar ve tüm KML hastaları kohortu arasında TKI ilaçları altında tam hematolojik yanıt (%92.3'e karşı %92.8) ve tam moleküler yanıt (%23.8'e karşı %24.7) oranında anlamlı bir farklılık kaydedilmemiştir. TKI ile tedavi edilen yaşlı hastalarda genel bir ve 5 yıllık sağkalım %97,6 ve %79 olup, KML hastalarının toplamındaki ilgili parametrelerle karşılaştırılabilir (sırasıyla %98,5 ve %87). Sonuçlar: TKI'lerle tedavi, yaş, cinsiyet ve KML evresinden bağımsız olarak KML hastaları için küratif bir seçenek olmaya devam etmektedir.